Neden Çigong? Etrafta bu kadar çok alternatif eğitim varken neden çigong yapayım, ismini bile aklımda tutamıyorum diyebilirsiniz .  Ama ben de derim ki, gördüğüm kadarıyla katıldığınız eğitimlerin çoğu Çin tıbbı teorileriyle donatıyorlar içeriklerini. Enerji, Çi,  yinyang, 5 element, meridyenler Çin tıbbının ana başlıkları. Çigong  işte tam da bu sisteme ait bu teorilerden vücut bulmuş egzersizler sistemidir. Çin tıbbından ilham almaz, onun bir parçasıdır. Bu teoriler, enerji ve yaşam fenomenini yalın ve açık bir şekilde ortaya koyarlar . Çok da zevklidirler,  anlat anlat bitmez. Bense o teorileri anlatırken alıp başımı gitmemek için kendimi bayağı kontrol ederim. Herkes daha çok anlatmamı isterken ben egzersiz ve çigong kısmına hızlıca geçerim.

Bir konuda hemen herkes hemfikir: Yaşadığımız çağda insan zihni çok yoğun ve karışık. Bir sürü hastalığın ve stresin ana kaynağı zihindeki bu fazla aktivite. Ama buna rağmen bakıyorum ortaya konan birçok çözüm – tam tersini savunuyor gibi gözükse de – gene hep zihne hitap ediyor. Herkes gene birşeyleri dinleyip, zihin yoluyla anlayıp sonra zihin gücüyle yenmeye çalışıyor. Binlerce takipcisi olan hocalar uzun uzun yazılar yazdığında büyük coşkular yaratıyor, yüzlerce like alıyor. Ama hocamızın dilinde tüy bitiyor “söylediklerimi dinliyorsunuz, anlıyorsunuz ama yap dediklerimi yapmıyorsunuz!” diyor, o kısım çoğunluk tarafından es geçiliyor. Beyin fırtınası yaratacak bir konu varsa eğer o zaman fikirler birbiriyle çarpışıyor.  Yani “İnsan vücudu” denilen harika sistemi çalıştıran enerjinin büyük çoğunluğu, facebook, instagram, TV ve ipad’lerin de yardımıyla beyinleri yakmak suretiyle  boşa sarfedilip gidiyor. Bu yazı da biraz sonra sırayla web sitesi, facebook ve instagramda yayınlanacak ki ilgili beyinlerle buluşabilsin.

Hiç yanlış anlaşılmak istemem. Ben çoğunuzdan yaşlı olmama rağmen teknolojiyi çok severim. Yenilikleri takip eder, işlerimi kolaylaştıran herşeyi hayatıma sokar kullanırım. Sosyal medya da bence yadsınamayacak bir mecra ve ben de kullanmayı çok seviyorum. Zamanın ruhunu yakalamalıyız elbette. Yukarıdaki paragrafı yazmamın sebebi; Böylesi hızlı ve enerjiyi sürekli zihinde harcadığımız bir çağda denge için sunulan eğitimler, terapiler gerçekten dengeleyici oluyor mu? Yukarıda anlattıklarım çok basit bir matematik içeriyor. İnsan bedeni için gerekli bir enerji var ve bunun çoğunluğu beyin civarlarında boşa sarfediliyor. O zaman çözüm basit, bedenin yukarısında boşa giden o enerjinin bedenin aşağısına, yani çok daha yaşamsal bölgelere geri inmesi gerekir. Hep zihnin değil biraz da bedenin birşeyler anlaması çok önemli.

İşte tam bu noktada” neden Çigong? ” sorusuna geri dönebiliriz.  Limitli enerjinizin doğru kanallarda akmasını arzu ediyor,  böylece  daha sağlıklı bir bedene ve zihne sahip olmayı istiyorsanız, enerjinin çoğunu zihinden bedene indirmek, indirmekle kalmayıp doğru yönlendirmek, kısaca doğru egzersizleri yapmak zorundasınız. Çigong sadece bedenle ilgili değildir,  sadece zihinle de ilgili değildir. Eğitimler sırasında yavaş yavaş öyle bir denge arayışına yönlendirilirsiniz ki, bir süre sonra yaptığınız egzersiz hareketli meditasyona dönüşür ve enerjiniz akışkan hale gelmeye başlar. Ve siz çigongda “yönlerle” çalışmayı öğrenirken enerjinizi de  doğru yönlendirmeyi öğrenirsiniz. Bunları yapmak için kullandığınız bilginin tümü de doğadan yani saf fizik kurallarından gelir. Medikal Çigong herkes için doğru egzersizdir. İlk aşamada Kas ve İskelet sisteminizi zorlamadan, Enerjinizi boşa sarfetmeden, sakatlanma riski olmadan gevşemeyi ve güçlenmeyi öğrenirsiniz. Ve aslında bu daha yolculuğun başı sayılır…