Chiang Mai’deyim gene.Kürkçü dükkanı gibi dönüp dolaşıp burada buluyorum kendimi. Hayatımın neredeyse bütün dönem noktaları Tayland’ın bu küçücük şehrinde gerçekleşti . Uzuun bir aradan sonra gene bekar dolaşıyorum şehrin , betonlarının arasından tropik ağaçlar fışkıran kargacık burgacık sokaklarında. En son bekar olduğumda buralarda hala çıtır ve çapkın bir kadındım. O kadına ne oldu bilmem. Ne çıtırım, ne de içimde çapkınlık yapmak isteyen bir dürtü var artık. Chiang Mai her zamanki Chiang Mai ama benim yeni ruh halimle herşey çok daha farklı. Aynen tişörtlerin üzerinde yazdığı gibi: “ Same same but different”…
Birkaç gün oldu geleli her zaman geldiğim pansiyonun her zaman kaldığım odasına. Pansiyonun sahibesi hanımın adı Nine, beni de çok sever. Eşiyle beraber “evine hoş geldin” diye karşıladılar beni, ben de onlara evden getirdiğim bir kalıp İzmir tulumunu verdim karşılık olarak.
Bu Merkür gezegeni de sağolsun takmış eldivenleri sürekli bana çalışıyor bu ay. Yıllardır huzur içersinde kaldığım pansiyonun dibine bir inşaat dikmişler kuş cıvıltısı yerine inşaat gürültüsü dinliyorum.Neyse, nasılsa sabahtan akşama kadar okulda olacağım haftanın 7 günü.
Buralara gelmek uzun yolculuk, insanın ayaklarına sahiden kara sular iniyor. Neyse ki onun çaresi hemen bir üst sokakta beni bekliyor. Bavulları yerleştirip, bir duş alıp takıyorum ayağıma şıpıdık terliklerimi doğru Reflexology merkezine. Senelerdir hep orada aynı yerde duruyor. Tatlı, balık etli bir kız beni alınca seviniyorum. Nedense biraz toplu olunca daha şefkatli oluyorlar gibi geliyor bana 😊 İsmi de “Eeeee”. Karşılıklı gülücükler eğilmeler filan bitince yayılıyorum arkaya kaykılan koltuğa. Önce ılık suyla ayaklarım yıkanıyor, ohh cennet bu değilse nedir yani?? Şefkatli Eeeee’nin becerikli dokunuşlarıyla tam tatlı rüyalar alemine düşeceğim, yan koltuktan en çok korktuğum soru geliyor: “ Excuse me, Where are you from?”. Yavaşça dönüyorum ki, ben diyeyim 90 siz diyin 95 yaşında bir bey ilgiyle beni inceliyor. Kısa ve kibar yanıtlar verip, çok yorgun olduğumu, uyuyacağımı söylüyor, gülümseyerek kendimi kendime bırakıyorum…😊
Güzel masajın da etkisiyle gevşeyen yorgun bedenim uzun uzun uykular uyudu ve kahpe jetlag bu sefer beni tuzağına düşüremedi. Sabah dinlenmiş uyandım. Hemen kafama gelmeden önce olanların muhasebesi doluştu ama. Engel olmayacağım, nasılsa düşüne düşüne yorulup sıkılırım bir süre sonra. Kendime kahvaltı hazırlıyorum ortak mutfakta, yağmur sezonu olduğu için pansiyon boş. Bu beni mutlu ediyor, yüzeysel konuşmalar yapacak halim hiç yok çünkü. Odamın önündeki terasta kahvaltımı yaparken inşaat işçilerinin gürültüsü de başlıyor. Rahatsız olmuyorum galiba, kafamın içinde de inşaat gürültüsü gibi bir şey olduğundan iyi bile geliyor sanki.
Evet 1 gün dinlenmenin hemen ardından okul günlerim başlıyor. Çarşıya yürüyor herzamanki sarı dolmuşları bulup, kamyonetin arkasına atlıyorum. Avucumun içi gibi bildiğim bir yerde olmak iyi geliyor, ait hissediyorum. Dolmuştan indiğim yerden okula giden 20 dakikalık bir yürüme yolu var, Önümüzdeki 2 ay hergün 2 kez bu yolu yürüyeceğim. Benim için önemli çünkü bu sefer hocamla amacımız yürüyüşümü yoluna koymak.
Çok özlediğim kliniğe kavuştum sonunda. Bana iyi geleceğini biliyordum ama mucizevi bir etki yaratmasını da beklemiyordum. Yarattı…Dışarıda ara ara tropik yağmurlar yağıyor. Düşük sezon olduğu için içeride sadece yıllardır tanıdığım arkadaşlarım ve hocamız var. Beni sevgiyle sarmalıyorlar. Hiçbir yargılamanın olmadığı, bedenlerimizle beraber önyargılarımızı da yumuşatmaya çalıştığımız güzel okulum, bu güzel insanlarla birlikte ne kadar doğru bir yolda olduğumu hatırlatıyor bana. Herkes birbirini o kadar iyi tanıyor ki artık kimsenin kimseyle bir derdi kalmamış. Hocamız yıllardır çalıştırıp geliştirdiği grubuyla gururlu, mutlu ve evinde olduğu için normalden daha bile şefkatli ve neşeli. Başlıyor güleryüzlü şaka dolu sohpetler, güzel yemekler ve birbirinden dönüştürücü harika egzersizlerle dolu günler. Kafamdaki inşaat gürültüsü çoktan duruldu, yerini sükûnete ve huzura bıraktı. Bugün eski neşeli ve komik halim bile aradan kendini gösterdi.İnsanları güldürmek kadar güzel bir şey yok aslında. Gülen ve güldüren herkese selam olsun 😊